Bazı şelaleler vardır, adı herkes tarafından bilinir. Antalya’da Düden, Manavgat; Mersin’de Yerköprü, Erzurum’da Tortum Şelalesi gibi. Bu şelalelerin hepsi de sundukları sınır tanımayan görsellikleriyle, şöhretlerini sonuna kadar hak ederler. Yine bazı şelaleler de vardır, bırakın gidilip görülmeyi, var oldukları şehirde bile adları bilinmez. Mersin’in Karanlıkdere Şelalesi bunun en güzel örneklerindendir. Bu kadar güzel bir doğa harikasının az bilinirliğinin iki önemli sebebi var aslında. Birincisi şelalenin oldukça sapa bir yerde olması, ikincisiyse şelalenin yer aldığı derenin su rejiminin düzensiz akması. Sonbahardan itibaren yağmur ve kar sularının dereyi beslemesiyle coşan şelale, yazları kurak geçen Akdeniz iklimiyle coşkusunu tamamen yitirir. Oysa insanoğlu, böyle güzellikleri en çok yaz mevsiminde görmek ister. Çünkü şelaleler her zaman etrafına olağanüstü serinli...
ÇUKURKEŞLİK GEZİ NOTLARI Güzel bir mart sabahında, Mersin’in Çukurkeşlik köyüne gitmek için birçok nedenim vardı aslında. Bunları tek tek sıralamadan önce köyün keyifle geçilen yolundan bahsetmeliyim. Mersin’e 20 km uzaklıktaki bu şirin köy, adından da anlaşılacağı üzere Torosların eteklerindeki kanyonlardan birinin içinde, etrafı yükseltilerle çevrili çukur bir alanda kurulmuş. Mersin’in kuzeyindeki köye; Karaisalı, Çavak, Hamzabeyli ve Işıktepe köylerinden geçilerek ulaşılır. Eski adı Efreng olan Müftü deresinin kıyısı boyunca uzanan yoldaki ilerleyişinize, Torosların eriyen kar sularının şırıltısı eşlik eder. Baharın yaklaştığı bu günlerde, derenin iki yanında uzanan portakal ve limon ağaçlarının açmaya başlayan çiçeklerinin kokusu da “ İyi ki Akdeniz ikliminde yaşıyorum” cümlesini kurd...
Kilikia, Alanya’dan başlayıp, doğuda Hatay’ın Dörtyol ilçesine uzanan, kuzeyde Toros dağlarıyla çevrili alanı kapsayan antik bölgedir. Dağlık ve Ovalık Kilikia diye ayrılan bölgenin tarihi eserlerini ayrıntılı bir şekilde gezmek isterseniz buna günlerce zaman ayırmanız gerekir. Dağlık Klikia’nın Mersin’de en dikkat çekici bölgesi Erdemli’nin kuzeyidir. Güzeloluk yaylası yolundan kuzeye doğru ilerlediğinizde yolunuza sık sık tarihi eserleri gösteren kahverengi tabelalar çıkacaktır. Benim gözüm de yollarda sürekli bu tabelaları arar durur. Karşıma çıkan tabelanın izinden, beni nereye götüreceğini düşünmeden giderim. Arslanlı köyünden Küstülü Üçayak Ören Yeri tabelasını gördüğümde de aynı kayıtsızlıkla kuzeybatıya saparak kısa bir sürede hedefime ulaştım. Küstülü ve Hüsametli köylerinin ortasında yer alan eserlere ulaşmak için Erdemli’den otuz, Mersin'den altmış beş km yol kat etmek gerekiyor. ...