ÇUKURKEŞLİK GEZİ NOTLARI


                                                       ÇUKURKEŞLİK GEZİ NOTLARI
Güzel bir mart sabahında, Mersin’in Çukurkeşlik köyüne gitmek için birçok nedenim vardı aslında. Bunları tek tek sıralamadan önce köyün keyifle geçilen yolundan bahsetmeliyim. Mersin’e 20 km uzaklıktaki bu şirin köy, adından da anlaşılacağı üzere Torosların eteklerindeki kanyonlardan birinin içinde, etrafı yükseltilerle çevrili çukur bir alanda kurulmuş. Mersin’in kuzeyindeki köye; Karaisalı, Çavak, Hamzabeyli ve Işıktepe köylerinden geçilerek ulaşılır. Eski adı Efreng olan Müftü deresinin kıyısı boyunca uzanan yoldaki ilerleyişinize, Torosların eriyen kar sularının şırıltısı eşlik eder. Baharın yaklaştığı bu günlerde, derenin iki yanında uzanan portakal ve limon ağaçlarının açmaya başlayan çiçeklerinin kokusu da “ İyi ki Akdeniz ikliminde yaşıyorum” cümlesini kurdurur size.
         Yeni dünya, şeftali, portakal, üzüm ve kivi gibi birçok meyvenin yetiştiği köye ulaştığınızda, önce tüm ruhunuzu saran baharın coşkusuyla, bir sendeleyeceksiniz. Sonra hakim bir noktadaki köy kahvesinde, mükemmel bir manzara eşliğinde içeceğiniz çayla da kendinize geleceksiniz. Tarım alanlarının az olmasından dolayı, doğal yaşamın tüm güzelliklerine şahit olabileceğiniz Çukurkeşlik köyünün, Mersin’e olan yakınlığı burayı daha da önemli kılıyor. 


        Doğa turizmi için oldukça elverişli bir konuma sahip köyde, görülmesi gereken üç önemli yer var. Bardini Vadisi bunlardan sadece birisi. Vadiyi milyonlarca yıldır aşındırarak oluşturan Efreng deresi, serin sularının kaynağını ta Arslanköy’ün yukarılarından alır, Çukurkeşlik’ten ve adını yukarıda saydığım köylerin içinden geçen dere,  Mersin’de Akdeniz’in tuzlu sularına karışır. Birçok kelebek türüne ev sahipliği yapan sekiz km uzunluğundaki vadide, av yasağı olmasından dolayı dağ keçisi, keklik gibi hayvanları gözlemek mümkün. Tamamıyla bakir kalmış Bardini Vadisi, Mersin’e bu kadar yakın olduğu halde pek de bilinmez. Oysa bu güzellikte bir vadinin en azından bugüne kadar hak ettiği ilgiyi görmesi gerekirdi. Öte yandan insanların burayı yeterince tanımaması, belki de buranın bu kadar doğal kalmasını sağladı. Bir zamanlar bu doğa cennetinin göbeğine, taş ocağı yapılacağı gündeme gelmişti. Neyse ki köylülerin ve doğaseverlerin gösterdiği haklı tepkilerden sonra, bu yanlıştan dönülmüştü.



         Vadinin güney yönünden bitimine yakın kısmındaki Barut İni Mağarası da ilgimi çeken ikinci yer. Bardini Vadisi’nin sarp yamacında oluşmuş, doğal bir mağara olan Barut ini önemini,  Kurtuluş Savaşı’nda yöredeki Kuvayi Milliyecilerin mücadelesinden alır. Kuvvacı kahramanlar, mağarada barut yapmışlar ve burayı saklanma yeri olarak kullanmışlar. Bu fedakar insanların hepsinin ruhları şad olsun.
         Çukurkeşlik’te gördüğüm üçüncü önemli yer de “Çukurkeşlik Kaya Kilisesi”. Köyün yaklaşık beş km güneyinde oldukça yüksek, sarp bir kayalıkta kurulan kaya kilisesine, yoldan yarım saatlik bir tırmanışla ulaşılır. M.S. 7. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen kilise, aslında üç katlı ama içine girmek pek de mümkün değil. Oyuk bir kaya yüzeyinin önüne örülen kesme taşlarla yapılması kilisenin, kaya kilisesi adını almasını sağlamış. Yapıldığı kayanın yüzey rengine yakın taşlarla örülmesi, kiliseye doğal bir kamufulaj sağlamış.  Roma İmparatorluğu’nun kurulduğu ilk yıllarda, Hıristiyanlara yapılan baskılar ve zulümler, o dönemde insanları mağaralara, yer altı şehirlerine ve dağların içine gizlenmiş kaya kiliselerine yöneltmiş. Mersin’de bunun gibi daha onlarca örneği görebilirsiniz.


         Yüz küsur hanelik yamaç köyü Çukurkeşlik, bütün doğallığı ve gizemiyle, bahar aylarında her zaman bir cazibe merkezi olmuştur, olacaktır. Yeter ki doğaseverler bu şirin köyün, bulunmaz güzelliklerini sunmak için ünlediği sese kulak versin.
                                                                                                                                                                                                                                                                                  16.03.2018

Yorumlar

  1. Serdar Bey....güzel yazınızı ilgi ile okudum...Çukurkeşlik köyünü google de ararken yazınızi gördüm.Geçen hafta sonu Pazar günü uzun zamandır gitmek istediğim bu köye araba ile dört kişi gittik.Saat 14.00 civarinda vadiye girdim.Giriş yerim Gözne yolu iniş Işıklı köyu yolu idi.Hava çok sıcaktı.Piknik yapmak ıstiyor ve buraları görmek istiyorduk.Köy camisi yanindaki kahvede oturduk.Yaya olarak köyü dolaştık.Dut yedik.Koyün manzarası çok güzeldi.Bir köylünün tarifi ile dar kayalık vadiye girmek istedim.Fakat arabayı bir noktada biraktım.Mağaraya kadar geldim.Fakat birlikte geldiğim eşim,ablam ve eniştem yürümekte zorlandı.Geri döndüm.Hava çok sıcaktı.
    Bir pınardan soğuk su içtik.Sonra Aslanköye çikan yolda pikniğimizi yaptık.Yol çok tozluydu.Yukarıda vadiyi seyrettik müthişti.Bir ay öncede Kayrekķeşli koyüne gitmiştim.Çukurkeşlik koyünde kaya kilisesi olduğunu yazınizdan öğrendim.Iyi gezmeler ve paylaşımlar dilerim....Selamlar....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazıma gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür ederim Mustafa Bey. Umarım bir gün kanyonu ve kaya kilisesini de gezme şansınız olur. Size de iyi gezmeler dilerim. Selamlar.

      Sil
  2. Köyü çok güzel tanıtmışsınız .Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. Serdar bey bizde tur la cukurkeslik köyü ne gidecek tik neresi diye Google da sizin yazınızı gördüm çok güzel tasvir etmişsiniz elinize emeğinize sağlık Mersin'den Güllü pasın selamlar saygılar

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KARANLIKDERE ŞELALESİ

ALADAĞ YERKÖPRÜ / KÜP ŞELALELERİ GEZİ NOTLARI