ANTİK DÜNYANIN İLK TARIM ANITI: İVRİZ KAYA ANITI
Tüm insanlık tarihine bakıldığında akarsuların, çayların olduğu hangi topraklar gelişim gösterip ilerleme kat etmemiş ki? Yaşamın kaynağı su, sadece insanlara değil doğadaki bütün canlılara hayat vermiş. İvriz Kaya Anıtı'nın önünden geçen İvriz Çayı da gürül gürül akan sularıyla çevresini öyle bir yeşertmiştir ki, adeta çölün ortasında bir vaha görüntüsünü gözlerimize sunmayı başarmıştır.
Geçimini tarımla sağlayan toplumlarda suyun önemi daha da artar. Bolkar Dağları'nın
derinliklerinden gelen kar sularıyla beslenen pınar, İvriz çayının başlangıç
noktasını oluşturmuştur. İvriz Kaya Anıtı da tam da böyle tarımla uğraşan
bir toplumda, insanların minnet duygusunun yansıtıldığı bir anıttır. Konya’nın
Halkapınar ilçesinin İvriz köyündeki kaya anıtını gördüğümde, bir anıt ancak bu
kadar özel bir yere yapılır, dedim. Geç Hititler dönemine ait kaya kabartmaları
ve kült anıtı, kutsallık kazanan bu çayın hemen yanına yapılmıştır.
Unesco Dünya Mirası Geçici Listesi'nde bulunan İvriz Kaya
Anıtı antik dünyada, bilinen ilk tarım anıtıdır ve dünya tarihindeki ilk yazılı
kabartma kaya anıtı olma özelliğine sahiptir. Bollluk ve bereketin simgesi
anıt, MÖ 730’lu yıllarda Geç Hitit Krallığı’nın siyasal gücünü göstermek için yapılmıştır. 4.20 – 4.20 m. ölçüleriyle, oldukça
gösterişli bir anıttır.
Kral’ın, Tanrı karşısında ellerini yukarıda yumruk şeklinde birleştirip
yüzünün önünde tutarak dua eder pozisyonda durması ve anıtın bir su kaynağı
kenarına yapılması bir Hitit geleneğidir. Hititler su kaynakları dışında göl ve
mağara kenarlarına da anıtlarını yapmışlardır. Çünkü Hitit ritüellerinde fırtına
tanrısı, pınar, mağara veya göletten çıkar ve sonra ölüler dünyasına
tekrar döner.
Anıtın
bulunduğu alan, Bahar Bayramı ile Bağ Bozumu törenlerinin yapıldığı ve kraliyet
ailesinin de bu törenlerde yer aldığı bir açık hava kült merkezidir. Karşılıklı olarak ayakta
betimlenen kabartmalardan sol taraftaki Tanrı Tarhunzas’ın bir elinde üzüm
salkımı, diğerinde krala uzattığı buğday başakları yer alır. Tanrı
figüründen oldukça küçük olarak betimlenen Warpalawas ise, etek kısmı püsküllü giysisi
ile tapınma pozisyonundadır. Warpalawas’ın tanrıdan daha küçük boyutlarda
betimlenmesi, onun tanrı karşısındaki acizliğindendir. Tanrının başındaki boynuzlu
başlık, tanrı sembolüdür. Kaslı kol ve bacaklar gücü temsil eder. Ayrıca Tanrının
aksesuarları arasında küpe, bilezik, kemer ve kemerin arkasından sapı görünen kartal başlı kaması yer alır. Ayaklarındaysa
kıvrık burunlu Hitit çizmeleri vardır. Warpalawas’ın başında saçlarını sıkıca
kavrayan bir başlık bulunur. Küpe, boncuk taneli bir kolye, mantosunu tutturan
Frig fibulası da kralın üzerindeki aksesuarlardır. Kıyafet olarak giydiği uzun
elbisesi ve üzerindeki şalı, geometrik bezemelerle süslenmiştir. Warpalawas’ın
ayaklarındaysa sivri burunlu, kısa çarık tarzı ayakkabılar vardır.
Tanrı figürünün hemen önünde
Luvi hiyeroglifiyle yazılmış bir yazıt
vardır. Yazıtta Warpalawas şöyle der: “Ben
hâkim ve kahraman Tuvana Kralı Warpalawas. Sarayda bir prens iken bu asmaları
diktim. Tarhunza onlara bolluk ve bereket versin.” Anadolu’da 2700 yıl önce
yapılan tarımsal faaliyetleri gözler önüne seren anıttaki kitabe bize, üzüm
yetiştiriciliğinin daha o dönemlerde Anadolu’da
yapıldığını gösterir.
Anıtın alt kısmında kayanın dibinde, daha önce suyla kaplı olan yerde korunagelmiş yazıttan, rölyefin ustasının “Tiyamartu” adında bir usta olduğu anlaşılmaktadır. Yazıt;"Tiyamartu, Warpalawa'nın sevgili kulu, bunu (kayaya) oydu ." diye okunmuştur.
İvriz’de bilinen kabartmanın
yakınlarında aslında iki ayrı kabartma daha vardır. Bunlardan birisi İvriz
Kabartması’yla yaklaşık aynı ölçülerdedir ama bunun üzerinde bir yazıt yoktur.
Bir ikincisi de, derenin yukarısında mevcut kabartmanın 30 metre kadar ilerisindedir. Bu kabartmada
iki insan ve kurbanlık bir boğa olduğu tahmin edilen bir hayvan yer alır.
Kâtip Çelebi, 1648 yılında yazdığı ‘Cihannümâ’ adlı
eserinde, İvriz
Kaya Anıtı’ndan ayrıntılı bir şekilde söz etmektedir. Onun verdiği bilgilerden
de Batılı seyyahlar çok faydalanmışlar ve yazdıkları kitaplarda onun
tanımlamalarına baş vurmuşlardır.
İvriz Kaya Anıtı’nın, ilk tarım anıtı olmasının dışında bir diğer özelliği, Mustafa Kemal Atatürk’ün kabri için, ülkenin dört bir tarafından getirilen topraklardan birisinin de anıtın dibinden alınan toprağın olmasıdır.
Değişik kültürlerin izlerini taşıyan ve Geç Hitit Dönemi’nin en önemli eserlerinden olan İvriz Kaya Anıtı, UNESCO tarafından kalıcı listeye alınmayı beklerken, içinde bulunduğu muhteşem doğasıyla, hala bereketi simgelemeye devam ediyor.
Ağustos 2022 |
||
Yorumlar
Yorum Gönder