Kayıtlar

Ağustos, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

II. MUVATALLİ KABARTMASI (TARİHLENEBİLEN EN ESKİ HİTİT KABARTMASI)

Resim
          Hititler, kabartmaları ve anıtları gelenek olduğu üzere bir su kaynağı kenarına veya bir mağaraya  yaparlardı. II. Muvatalli Kabartması’nın da Ceyhan nehrinin hemen kıyısına yapılması elbette bir tesadüf değildir.  Sirkeli Höyüğü’nün yakınlarında yer alan kabartma, dik bir kayalık yüzeye betimlenmiştir. Ceyhan nehrinin bin yıllardır çağıldayan sularının kenarına yapılan kabartmaya ulaşmak çok fazla bir zorluk içermiyor.   Yılankale’nin   güneybatısında yer alan,   Eski Misis - Ceyhan karayolunun üzerinde bulunan kabartmaya,   yoldan kısa bir yürüyüşle ulaşmak mümkün. Kuzey Suriye’den Gülek Boğazına oradan da Orta Anadolu’ya uzanan tarihi yol üzerindeki höyük ve kabartma, Kilikia’nın önemli bir geçiş noktasıdır. Kabartmanın olduğu yer, Ceyhan nehrinin geçilebileceği uygun bir yer olmalıdır ki,   Hititler Dönemi’nde kabartmanın tam da bu lokasyona yapılması uygun görülmüş. Kutsal yerlerde, elin yukarı kaldırılır şekilde dua edildiği, metinlerden bilinmektedir. Kabartmada yer

ANTİK DÜNYANIN İLK TARIM ANITI: İVRİZ KAYA ANITI

Resim
                                Tüm insanlık tarihine bakıldığında akarsuların, çayların olduğu hangi topraklar gelişim gösterip ilerleme kat etmemiş ki? Yaşamın kaynağı su, sadece insanlara değil doğadaki bütün canlılara hayat vermiş. İvriz Kaya Anıtı'nın önünden geçen İvriz Çayı da gürül gürül akan sularıyla çevresini öyle bir yeşertmiştir ki, adeta çölün ortasında bir vaha görüntüsünü gözlerimize sunmayı başarmıştır. Geçimini tarımla sağlayan toplumlarda suyun önemi daha da artar.  Bolkar Dağları'nın derinliklerinden gelen kar sularıyla beslenen pınar, İvriz çayının başlangıç noktasını oluşturmuştur. İvriz Kaya Anıtı da tam da böyle tarımla uğraşan bir toplumda, insanların minnet duygusunun yansıtıldığı bir anıttır . Konya’nın Halkapınar ilçesinin İvriz köyündeki kaya anıtını gördüğümde, bir anıt ancak bu kadar özel bir yere yapılır, dedim. Geç Hititler dönemine ait kaya kabartmaları ve kült anıtı, kutsallık kazanan bu çayın hemen yanına yapılmıştır. Unesco Dünya Miras

DOĞU’NUN BÜYÜLEYİCİ SARAYI (İSHAK PAŞA SARAYI)

Resim
                        Geçit vermez dağların arasında, kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde, beklemediğiniz bir anda karşınıza çıkan büyüleyici bir saraydır İshak Paşa Sarayı. Binbir Gece Masalları’ndan çıkmış da dağların arasına yerleşmiş bir masal mekanı gibidir. Böylesine güzel bir saraydan Ağrı Dağı’nı görememek bir hayal kırıklığı yaşatıyor insanda. Sarayın ve Ağrı Dağı’nın karla kaplı zirvesinin aynı karede yer alması, her ikisinin de güzelliğine güzellik katardı ama nedense bu önemli silüet, Çolak Abdi Paşa tarafından göz ardı edilmiş. Bu durum eski zamanlarda çok konuşulmuş olmalı ki hikayelere bile konu olmuş. Söylenceye göre Paşanın kızı bir çobana aşık olur ve gün boyu yemeden içmeden, Ağrı’nın eteklerinde koyunlarını otlatan çobana bakar dururmuş. Bu duruma çok sinirlenen Paşa, “Bana öyle bir saray yapın ki, hiçbir yerinden Ağrı Dağı görünmesin” demesi üzerine dağın görünmediği tek yer olan sarayın bugünkü yerine, saray yapılır.              Doğu Anadolu’nun heybetli dağları